31 Temmuz 2017 Pazartesi

TÜKÜRÜK

Tükürdüklerinizi yalarken gerçekten mideniz bulanmıyor mu?
''Benim tükürüğüm sonuçta,neden iğreneyim?'' mi diyorsunuz anlamadım ki.
Korkuyorum hepiniz adına.
O kadar arsızlaştınız ki yakında başkalarının tükürdüklerini de yalayacaksınız.

Koşullu sevgileriniz,koşullu iyi niyetleriniz bir bir yine sizin götünüze girdi!
Hepiniz mutsuzsunuz.
Çünkü hep kurbansınız,sorsalar hep mağdursunuz!

İçinizde ne kadar pislik,ne kadar hainlik varsa yaptınız.
Adına da ''hayat zorladı'' dediniz,''kader'' dediniz,dediniz de dediniz.
Zaten hep suçlayacak bir şeyler vardı.
Mutsuzluğunuzdan şikayet ettiniz;ama değişmek için bir adım bile atmadınız.

İkiyüzlü olmanız,verdiğiniz sözleri tutmayışınız,yediğiniz kaba sıçmanız,yalakalığınız hep başkalarının suçuydu.
Ve bugün bile hala mutsuzsunuz.

Doğan her yeni gün,öylece yaşamanız,yiyip içmeniz,seks yapmanız için değildi.
Size bahşedilen her gün,yeni bir şanstı.
Size sunduğu fırsatlarla,verdiği işaretlerle ve sizi affedişiyle, her yeni gün bir mucizeydi!
Görmemek için ne varsa yaptınız.
Bu böyle devam ettikçe,hiç üzgün değilim ki mutsuzluğunuz baki kalacak.

Bazılarınız kavga etmeyi nefes almakla bir tuttu.
Öyle inandı.
Kavga etmediği zamanlar nefesi kesildi ve ölmek üzere olduğunu sandı.
Hayatta kalabilmek için kavga etti(nefes aldı) sürekli.

Bazıları devamlı taktik peşinde koştu.
Birileri onun yaptıklarına tav oldu,birileri karşı çıktı.

Sonuç hiç değişmedi.
Hep mutsuzsunuz.

Kimisi o kadar gurursuzdu ki,istenmediği yerde ısrarla durdu.
Bunun adı da başka bir şey oldu.
Kılıf hep bulundu.

Bazısı hayatı boyunca dışlandığı halde,az biraz iyileşince,sırf kendisine benzemiyor diye karşısındakini hiç utanmadan dışladı!

Birilerinin ayağını kaydırmak için...
Birilerini elde tutmak için...
Birilerini üzmek için ...
Birilerinden intikam almak için yapacak ne çok şey vardı öyle değil mi?

Bugün siz,bunların hepsini yaptınız ve yapmaya da devam ediyorsunuz.
Tüm bunlar için suçladığınız Tanrı'nın,kaderin,karmanın veya inandığınız şey her neyse,onların aslında ne kadar masum olduğunu hangi deliğe girerseniz girin,anlayacaksınız!

Şükür ki tüm bunlardan bihaber olanlarınız var.
Şükür ki bazılarınıza benzemiyorum.

Az önce birileri için bir yere tükürdüm.
Yalamak isteyen varsa,kurumadan ulaşsın bana!

_ESRA AKAR_



24 Temmuz 2017 Pazartesi

YARGI

Beni çok yadırgamışlardı çünkü.
Daha beterini muhakkak deneyimleyeceklerdi.
Şimdi pişmanlık sözlerini duyuyor,acılarını izliyorum.
Bunları yaşamaya gerek yoktu.
Anlaşabilirdik?
Madde bağımlısı olmasaydınız!
''Maneviyat'' diye bir şey vardı...
Öğretemedim.
Ama öğrenmişsiniz!

_ESRA AKAR_

17 Temmuz 2017 Pazartesi

ANAHTAR

Bir anahtar var.
Herkesin anahtarı ayrı.
Kişinin her şeyini açacak ve sadece kendinde olan tek bir anahtar.

Başkasının söylediği sözler,verdiği akıllar,başkalarından alınan;ama asla işe yaramayacak olan anahtarlardan farksızdır.

Kiminin evinde,kiminin anılarında,kiminin geçmişinde,kimininse geleceğindedir bu anahtar.
Bazılarının ise kendi içlerinde...
Hayat denen şeyin amacıdır sanki bu anahtarı bulmak.
Bulunduğu gün her şey;ama her şey değişir.
Sözde değil ,GERÇEKTEN değişir her şey!
Evreka!
Ne olay ama!
Anahtarımı bulalı öyle çok olmuş ki.
Farkında olmadan,bilinçsizce öyle çok kapı açmışım ki anahtarımla.
Öyle çok iş başarmışım da farkında değilmişim aslında.
Ben hiç başkalarının anahtarlarını kullanmamışım.
O anahtarın ne olduğunu bilmeden halletmişim her şeyimi.

Bazen bir bira açmışım o anahtarla.
Bazen bir ağaca isim kazımışım.
Bazen duvardan çıkmak üzere olan bir çiviyi sağlamlaştırmışım.
Kullanıp kullanıp yerine atmışım.
Ayraç yapmışım en sevdiğim varlığın öğretilerine kimi zaman.
Kimi zaman dengesiz duran bir masanın bacaklarından birinin altına koymuşum ve daha hatırlayamadığım bir çok şey.

Sadece bir fikir oluştursun diye yazdığım bu basit şeylerin dışında bir de öyle kapılar açmışım,öylesine imkansızları oldurmuşum ki...

Bilinçsizce kullandığım o anahtarın aslında ne denli önemli olduğunu,hayatımın amacını oluşturduğunu anlayalı da çok oldu.

Yapacağım tek ve çok basit bir şey vardı.
O anahtarı olduğu yerden çıkarmak.
Kullanıp kullanıp yerine koyduğum o anahtarın nerede olduğunu hatırlamayı istemek ve hatırlamak sadece bir an aldı.
Bir an!
Kaybım olmadı aslında.
Onu olduğu yerden çıkarmaktı mesele.
Buldum,elimi uzattım ama kaldıramadım.
Formdan düşmüştüm sanırım.
Gücüm kalmamıştı,kilo almıştım,kaslarım güçsüzdü falan filan.
Radikal bir kararla,çok kısa bir sürede baktım icabına hepsinin.
Anahtar?
Elimde :)
Ve ben bunun huzurunu asla anlatamayacak olmanın acısını yaşıyorum.
Açamadığım kilit kalmadı hayatımda.
Her gün bir yenisini açıyor olmanın hazzını yaşıyorum şu sıra.

Kendi anahtarınızı,o hep başkalarında arayıp durduğunuz o ufak ama en elzem nesneyi bulmanız umuduyla...

_ESRA AKAR_

7 Temmuz 2017 Cuma

TEHLİKE

Sizi çok sevdiğini söyleyen ve sevgisini gözünüze sokacak şekilde hep en önde tutan insanların sizi maruz bıraktığı durumlar çok tehlikeli hatta ölümcüldür! Böyle insanlar kendinizden şüphe etmenizi inceden,çaktırmadan sağlarlar.Ayık olun! Aptalı oynamaya da lüzum yok. İllüzyonun ardındaki gerçeği gördüğünüzde şüphe etmeyin ve gerekirse gidin !

_ESRA AKAR_