26 Nisan 2016 Salı

EMEK

Sevdik.
Bu emekti.
Ekseriyetle harcandık.
Bu dramdı.

ESRA AKAR

BİR DÜŞÜN

Yanlış yapıyorsun prenses kalbim .
Öyle değil işte o .
Seni sevmesini istiyorsan sıçacaksın ağzına.
Hem de ne sıçmak !
Bir düşün .
Hep öyle olmadı mı ?

ESRA AKAR

KALE

Kaleyi boş bırakırsan golü yersin tabi !
Git az ötede ağla .
Oraya değil.
Orada sevişenler var.

ESRA AKAR

25 Nisan 2016 Pazartesi

DEPLASMAN

Bir gün hayatına gireceğim .
Sonra salına salına yanından geçip gideceğim .
Sen beni izlerken ...
Hayatına ne ara girip ne ara kayboldum anlamayacaksın .
Sen beni kendi hayatımda mahvettin !
Ben de seni deplasmanda yeneceğim !
O gün ödeşeceğiz.
Bil !

ESRA AKAR

Bugün

Bugün sen bana küfür , özür , teşekkür olursun .
Sen artık bana olsan olsan ''ilham'' olursun .

ESRA AKAR

ANNE GİBİ

Şöyle baksana bir bana.
Gerçekten beni mutlu etmek bu kadar zor mu ?
Gayriihtiyari bir tebessümünün bile beni nasıl uysallaştırdığına bir bak.
Kendimden önce seni düşündüğümü nasıl görmezsin?

Bir anneyi düşün.
Evladını nasıl kendi gözünden bile sakındığını hatırla.
Bütün gün yaşadığı tüm o yorgunluğu,evladını kucağına aldığında nasıl da unutur ?
Kendinden önce onu doyurur.
Önce onu yıkar.
Önce onun hastalığını iyileştirir.
Hep önceliği evladıdır.


Evet benim bir evladım yok;ama...
Tıpkı bir anne gibi önceliğim hep sen oldun.
Sen doyduğunda ben de doydum.
Hep senin için dua ettim.
Hasta olduğun günlerde aklım hep sendeydi.
Seni izlerken kaç gece uyuyamadım,sayısını bilmiyorum.
Senin '' koca bir adam '' olduğunu unutup nasihat verdim.
Hayatı , insanları , kötülükleri anlatmaya çalıştım bilmiyormuşsun gibi.
Amacım senin hep mutlu olmandı.
Ben olmasam bile ...


Bir kadının , ne yaparsa yapsın her seferinde tereddütsüz affedeceği tek kişi evladıdır.
Anne kıyamaz evladına.
'' Büyüyor '' der evladı hata yaptıkça.
Usanmadan alır karşısına,saatlerce konuşur.


Evet ben bir anne değilim; lakin seni tereddüt etmeden , ne yaparsan yap hep affettim .
Beni un ufak etmene rağmen hem de !
Seni sana rağmen , bir annenin evladını sevdiği gibi sevdim.
Gözümden sakındım.
Sevmeye doyamadım.
Hatta sevmeye kıyamadım.


Sen ?
Sen ne yaptın ?
Annesini , onun anlattıklarını anlamayan her evladın yaptığını yaptın.
Bana en büyük haksızlığı , beni anlamaya çalışmayarak yaptın.
Senin için yapılan fedakarlıkları tıpkı bir evlat gibi umursamadın.
Sana bir şeyler anlatıldığında , vurup kapıyı  çıkıp gittin .
Sen yokken seni düşünmekten uykularımdan vazgeçtim ben.
Yanımda olmadığın anlarda, karnın açtır belki diye ,  kendimi de aç bıraktım.


Ben bugünlerde bir anneyi anlayabiliyorum.
Nasıl karşılıksız olduğunu sevginin...

Mütemadiyen üzülüyorum senin için.
Hem bir evlat gibi sevildiğini göremediğin , hem de anne olma ihtimalinin olmayışından dolayı beni hiçbir zaman anlayamayacağın için !


ESRA AKAR



SEVERDİ

İdrak yollarında '' kronik enfeksiyon '' vardı.
Anlardı beni yoksa ...
Severdi zaar .

ESRA AKAR

Kim ?

Kimdi o ''ilk karaktersiz insan?''
Ve ne diye üredi ?

ESRA AKAR

22 Nisan 2016 Cuma

Gitti

''Presbiyopi var bende''dedim.
Ondan uzaklaştı.
Yakını göremiyorum ki ben!
Yoksa gitmezdi.
Beni düşündüğü için hepsi.
Çünkü o da bana aşık !

ESRA AKAR

18 Nisan 2016 Pazartesi

ÇEYİZ

Çocuklarınıza telefonlar,bilgisayarlar,tabletler yerine ANNE_BABA verin.
Çocukluk döneminde biriktirilenler,inanın bana bütün bir hayatı etkiliyor.
Kişi,çocukluğunda neyi,nasıl yaşarsa öyle gidiyor.
Hayatın işte bu en önemli zamanında çocuğa ''acı'' verirseniz,büyüdüğünde her şeyin acıdan ibaret olduğunu sanıyor o çocuk ve acı veren şeylere yöneliyor hep!
Mutluluk bulduğunda afallayıp kaçan biri olarak söylüyorum bunu.
Acıyla beslenmiş biri olarak söylüyorum aynı zamanda.
Anne ve babasını eğlenceli,birbirlerini öperken çekinmeyen insanlar olarak tanıyan çocuk,ilerde eşini çok mutlu ediyor.
Çünkü sevginin ne olduğunu ta çocukluğundan deneyimleyip,biliyor.
Sürekli kavga eden bir aileye sahip olan çocuk,bunu büyüdüğünde de çok kötü bir şekilde devam ettiriyor.
Sanki bayrağı ailesinden alıp,diğer nesillere taşıması gereken bir görevmiş gibi görüyor bu durumu.
Anlaşılmanın,ifade şeklinin kavgadan geçtiğini zannederek yaşıyor.
Büyüdüğünde ise ''sakince konuşmak'' nedir bilmediğinden,sakin insanlarla anlaşamıyor.
Hep kendi gibi birilerini istiyor yanına.
Hal böyle olunca yanlış ilişkiler kurup , hep acı çekiyor.
Zaman gelince , karşısına çok iyi bir insan çıkınca , asıl huzuru tadınca ailesine lanet ediyor.
Bildiklerinin yanlış olduğunu anlayınca , düşüncelerini değiştirmeye çalışması tam bir travma oluyor.
Kötü geçen bir çocukluk dönemi kayıp bir hayat demek oluyor.
Başlamadan biten bir hayat.

Çocuklarınızın tek çeyizi sevgiden , aşktan , huzurdan , merhametten , anlayış ve fedakarlıktan ibaret olsun.
Bir de sadakat !
Onlara ilerde kullanabilmeleri için bunları biriktirin lütfen.

Eğer bir kızım olacaksa varsın yemek takımı olmasın.
Ben ona misafir ağırlamanın süslü takımlardan geçmediğini öğreteceğim.
Ben ona hep , işine en çok  yarayacak , onu hayatı boyunca huzurlu kılacak bilgiler vereceğim.
Ben ona , sevginin , aşkın , sadakatin , vefanın olduğu bir çeyiz biriktireceğim.

ESRA AKAR




16 Nisan 2016 Cumartesi

KARŞIMDAKİ BİR ÖLÜYDÜ.

Vazgeçişimden seneler sonraydı.
Tekrar çıktı karşıma.
''Çok pişmanım.'' dedi.
Onu tekrar affedip affedemeyeceğimi sordu.
Evrenin tüm seslerini durduracak bir sessizlikti.
İnsan sessizlikten sağır olabilir mi?
Olabileceğini hissettim.
Hiçbir şey söylemedim.
Karşımda duran , uzun zaman önce öldürdüğüm biriydi.
Ne dersem diyeyim...
Karşımda duran bir ölüydü.
Ve bir cesetle konuşmak anlamsızdı.

ESRA AKAR



ÖZÜR DİLERİM!

Karşındaki seni anlayacak olsa zaten sana soru sormaz.
Soru sormadan , düşünüp bulur cevapları.
Seni anlamak yerine soru soruyorsa , açıklama yapmak için boşuna yorma kendini.
Sen ne dersen de istediğini düşünecektir zira !

Herkes aynı şeyi söylüyor.
Hepiniz benim iyiliğimi düşünüyorsunuz öyle değil mi ???
Beni çok sevdiğinizden tüm çabanız.
Hep aynı cümle ; ''seni seviyorum.''
''Hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz'' diyorum.
Peşine hemen yapıştırıyorum çünkü gelecek açıklama da hepinizde aynı.
''Beni ... '' diyorum tam ...
Zaten gecikmeden geliyor cevap;''beni diğerleriyle aynı kefeye koyma!''diyorsunuz benden önce davranıp.
'' Al işte ! ''diyorum. ''Bir de bunu söylüyorsunuz.''
Hani nerede farkınız?
Cümlelerinizin sırası bile aynı !
Biliyorum.

Ben aynıyım arkadaş !
Beni diğerleriyle aynı kefeye koyabilirsiniz.
Farklı olduğumu iddia edersem bunu kanıtlamam gerekir.
Farklı değilim.
Siz neyseniz ben de oyum.

Kanatlarınız olsa uçup gideceksiniz bu gezegenden.
Tek eksiğiniz o kanatlar.
Yoksa hepiniz meleksiniz.

*Özür dilerim hayata geldiğim için.
*Tüm yaptıklarınız için BEN özür dilerim.

''Bazen insanları sarsmanız gerekir bir şeyleri değiştirebilmek için.'' derim hep herkese.
Sanırım bu yanlış anlaşılmış.
Siz beni sarsmıyorsunuz,parçalıyorsunuz.

*Beni parçaladığınız için özür dilerim.


Hiç sevmediğim kadar sevdiğim,sevildiğimi iliklerime kadar hissettiğim zamanda aldatılmış bir kadınım ben !
Aldatıldığım halde hala sevmekten vazgeçmemiş,hatayı kendinde arayan bir kadın.
''Bunu unutabilirim.Bu düzeni bozabilirim. Aldatıldım evet;ama her şeye yaniden başlayabilirim.'' diyebilecek cesarete sahip ve affeden bir kadın.
Tanrı bile hepimizi her şeye rağmen affederken,ben nasıl affetmem hatasını anlayanı?
Ne haddime!

Bu sözünü tutmuş,her şeyi unutmuş ve yine aldatılmış bir kadınım ben.
Yine yıkılmış,yine kırılmış;ama Allah kahretsin ki sevmekten yine vazgeçmemiş bir kadın.

*Beni defalarca kez aldattığın,kırdığın hatta parçaladığın için BEN özür dilerim.

Öyle bir acım var ki inan ikimize de yeter.
Senin bana sorup da cevap aldığın halde tatmin olmadığın o sorular var ya...
Götüne girsin!
Benim içimde , cevap alamadığım öyle sorular var ki ...
Duysan beynin yanar!
Duysan gebermek istersin!
Duysan insan içine çıkamazsın!

*Aramızda kuşaklar olan,hasta ve yaşlı bir kadınla besleme gibi büyüdüğüm için de özür dilerim.
*Yapılan tüm iyilikleri başıma kaktığınız ve büyüdüğümde bunları ödemem gerektiğini her an söylediğiniz için BEN özür dilerim.
*Başkasıyla evlendiği,rahat edemeyip beni anneanneme gönderen bir annem olduğu için,annemden de özür dilerim.Yük oldum demek ki.
*Sevdiklerimin canını yakanlara hadlerini bildirdiğim için,sonra onlar can ciğer kuzu sarması olduklarında beni suçladıkları için yine BEN özür dilerim.
*Hayatım boyunca yanımda olanlara dönüp ''kimdi onlar?'' diye baktığımda ailem yerine başka başka adamları gördüğüm için de özür dilerim.
*Hayata bir sıfır yenik başlayıp,eksik,yarım yamalak ve yalnız büyüdüğüm için beni  ''kötü kız'' olarak addettiğiniz için yine BEN özür dilerim.
*Beni tüm bu sebeplerden dolayı,hiçbir şeye layık görmediğiniz için de özür dilerim.
*Yine de yılmadan ayakta durduğum için,
*Ne olursa olsun doğrumdan şaşmadığım için.
*Kendime laf söyletmediğim için özür dilerim.

Şimdi bugün , bu yaşımda , hayatımın tam da bu iğrenç döneminde kendime güvenimi yitirmemde emeği olan herkesin ALLAH BELASINI VERSİN!

*Tüm bunlardan sebep köşeme çekildiğim,
*Bugün anca bu kadarını başarabildiğim için beni suçlayan,yaftalayan beyinlerinizi sikeyim!

''Seni seviyorum''larınızı alın götünüze sokun.
Lütfen beni böyle sevmeyin.
Hepinizle sevgi anlayışlarımız çok farklı.
Böyle sevecekseniz sevmeyin hatta mümkünse beni hiç sevmeyin !!!

Ayağa kalkarım hep kalktığım gibi.
Yaralarımı sararım hep sardığım gibi.

Hayata geldiğim için hepinizden özür dilerim.
Zira benmişim tüm kaygılarınızın kaynağı.

ESRA AKAR






14 Nisan 2016 Perşembe

İNANMAK !!!

Yanınızda size inanan insanlar olduğunda bir şeyleri başarmak çok kolay oluyor;ama etrafınız sadece kuru kalabalıksa ve size inanan da yoksa,bilmem kaç sıfır yenik başlıyorsunuz başarmaya.
Öyle bir güvensizlik baş gösteriyor hayatınızda.
Ağzınıza aldığınız lokmayı çiğneyen dişlerinize bile güveniniz olmuyor.
''Yok canım ben yutmamışımdır bu lokmayı,başkası yutmuştur'' diyecek duruma geliyorsunuz.
Size güvenen,başaracağınıza inanan sadece kendinizseniz,çok zor oluyor başarmak.
Sizin insanlara inanmanız,güvenmeniz,aynı şekilde dönmüyor size.
İçinden bir türlü çıkamadığım bir durum bu.
Anlam veremediğim,adil bulmadığım bir ters orantı.
Kazık attıkça mutlu olunuyor bu gezegende.
Yardım ettikçe yalnız kalınan bir plan burası.
Kimin,ne zaman,ne yapacağı asla önceden kestirilemiyor.
Eğer size hak ettiğinizi veren bir çevreniz varsa çok şanslısınız demektir.
''İyisiyle ve kötüsüyle hak ettiğiniz'' bahsettiğim şey.
Bilerek ya da farkında olmadan yaptığınız kötülüklere de karşılık verilmeli.
Aksi taktirde adaletten bahsedemezsiniz.
Sıfır güzellikle,iyilikle,tertemiz yaratılmış;ama sonradan düzene uyup birbirimizi kirletmiş ruhlarız hepimiz.
Bugün şikayet ettiğimiz ne varsa,hepsi insanoğlunun eseri.
TANRI bile tiksiniyordur bizden belki de.
''Bu benim yarattığım insan değil ki .'' diyordur.
Kötü olan ne varsa yapıp,ruhları kirletip,çıkmaz sokağa girince Allah'tan yardım istiyoruz.
Ne ironi ama !
İyi olanı kötüye dönüştürürken zerre zorlanmayan,yorulmayan insan,kötüyü aklamaya gelince kılını kıpırdatmıyor.
Acınası haldeyiz.
Yine de kimse kimseye acımıyor.
Düşene bir de sen vurmazsan dışlanacakmışcasına yaşıyoruz.
Tanrı böyle yaratmaz ki !
Böylesine bir pislik Tanrı'dan  çıkmaz !
Birbirimizi de , yaşam alanlarımızı da pisleten bizler değil miyiz?
Başlayacak mıyız temizlenmeye?
Peki nereden başlayacağız?
Önce kendimizden mesela ...
Ne dersiniz ?
Sizce de iyi bir başlangıç olmaz mı?

ESRA AKAR



13 Nisan 2016 Çarşamba

BIRAK

BIRAK!
Kaldığı yerden devam etsin kanamaya yüreğim.
Acımasız,duraksız,öyle asi...

DOKUNMA!
Dokunma gözyaşlarıma her ne kadar senin için aksalar da.
Dokundukça benliğime,duygularıma,daha da acımasız kılma yaşamı.
Bıraktığın gibi git yine!
Sessiz,sakin,sorgusuz...

YAPMA!
Ne olur arkana bakma giderken.
Her bakışınla bir kez daha burkulmasın içim.
Bakma ki yüzüme,ağlamaktan çürümesin gözlerim.

GÖRME!
En azından şimdilik!
Sana ağladığımı,parçalandığımı,seni ölecek kadar sevdiğimi görme.

SÖYLEME!
Adımı her anışında bir kez daha mahkum etme beni ölüme,sonsuz kapılara.
Derin,sessiz,öyle boş...

DUYMA!
Yüreğimin sana ağladığını,boğulurcasına hıçkırıklarımı,duyma.
Duyma ki sönsün içindeki umut ışığı.

SEVME!
Sevme kimseyi bir daha böyle derinden.
Sevme ki yanmasın sonunda benim gibi için.
Yüreğin kanamasın bu kadar birine.

UNUTMA!
Yalvarırım unutma beni.
Yaşadıklarımızı,hissettiklerimizi unutma ki hatıralar zincirine her gün bir yenisi eklensin.
Uzun,unutulmaz,öyle derin...

ve ne olur GİTME!
Seni ne kadar sevdiğimi görmek,benliğimi hissetmek istiyorsan gitme.
Çok uzaklarda delicesine sevişiyor olsa da birileri...
GİTME!
İçten,ölmeyen,öyle gerçekçi.

ESRA AKAR


11 Nisan 2016 Pazartesi

OLMAYACAKSA

''Gider misin?'' demiştin ya bana hani?
Giderim!
Sen yeter ki ''gitme'' de bir kere.
Yeter.
Ben yine giderim olmayacaksa.
ESRA AKAR

10 Nisan 2016 Pazar

HATA

Hata ''doğru hata.''
Olduğum yerde kim olsa aynı  hatayı yapardı.
O yüzdendir ki hata ''doğru.''
Yanlış olan ''doğru bildiğim!''
Doğru zannederek yaptıklarım ''yanlış''mış aslında.
ESRA AKAR

9 Nisan 2016 Cumartesi

İKİ EL ATEŞ

Hiçbir işi mantarlamadan yaptığın gibi bunu da çok iyi hallettin.
Ben mutluluktan uçarken ettiğin iki el ateşle,hedefi şaşırmadan kırdın kanatlarımı.
Düşmeye başladım.
Gözlerinin içine baktım düşerken.
Belki acır da tutarsın diye bekledim.
Ve sonunda arkanı dönüp gittin ve ben yere çakıldım.
Ayağımı yerden kestiğin gibi,düşmeme de sen sebep oldun.
Başladığın işi bitirdin.
İki kişilik bir hikayeydi bizimkisi.
''Geri dön'' diyecek olan sen ve asla dönmeyecek olan ben!
Akıllara zarardı yaşadığımız.
Şu an seni anlatırken bile insanları betimlemeye zorladığım için özür dilerim.
O kadar çok insan girdi hayatıma ve hepsi de o kadar güzel oynadılar ki oyunlarını,önlerinde şapka çıkarmak zorunda kaldım hep.
O kadar kırıldım ki,sana çıkartacak bir şapkam kalmadı.
Zehrimi akıtmazsam rahat edemeyeceğim.
Bu kadar zarar verirken etrafıma,bana verdiğin onca zararı görmezden gelip tutamazdım seni yanımda.
Kendime bu haksızlığı yapamazdım.
İhanet edemezdim kendime olan saygıma.
Dokunduğum her yeri yakıyorum bu ara.
Çığlıklar atıyorum.
Ağlatıyorum kimilerini...
Ve sen ...
ÇOCUKLARIN ULAŞAMAYACAĞI YERLERE KALDIR  BENİ ANNE !
                                                                                     
ESRA AKAR



8 Nisan 2016 Cuma

DÜNYA KÜÇÜK

Aklımda olduğunun yarısı kadar yanımda olsaydın bu kadar yalnız kalmazdım.
Senin için yaptıklarım adına bu denli hesapsızca yaşaman ne garip değil mi?
Hatta mükemmel bile sayılabilir gidişin için!
Dünya sandığın kadar büyük değil sevgili.
Bunu,hiç aklında olmadığı bir gün,karşılaştığımızda anlayacaksın.
O gün gelene dek konuşmayacağım yarım kalışlarımı.
Bu fırsatı er ya da geç vereceksin elime.
İşte o gün,sen karşımda dururken...
Zamanında bana yaşattıklarından ötürü hissettiklerimi bir bir kusacağım!
Bitirdiğim her cümle tokat gibi inecek yüzüne.
O kadar kusacağım ki o gün ...
Tokatlarımdan kızarmış yüzünle özür dileyeceksin zamanında yaptıkların için!
O günün bekleyişiyle yaşıyorum artık.
Senin için,seni kazanabilmek için her yolu denedim ben.
Önümde yirmi yol varsa,hepsine girdim ve hepsinin sonunda o yolların ''çıkmaz'' olduğunu fark ettim.
Hepsini yılmadan,yorulmadan,birer birer denedim.
Olmadı!
Kısır döngü içine soktun beni.
Yapabileceğim ilk hamle,o girdiğim yollardan birine tekrar girmenin önüne geçemez.
Yapacak yeni bir şey kalmadı çünkü.
Senin için atacak yeni bir adımım kalmadı.
Hak etmedim bana yaptıklarını ve sen ...
Hak etmedin sana olan sevgimi.
Ben sadece o karşılaşacağımız gün için yaşıyorum.
Kurduğum her cümle tokat gibi inecek yüzüne.
Tokatlarımdan kızarmış yüzünle özür dileyeceksin benden.
Son tokadımı da atıp bitireceğim her şeyi.
ASLA AFFEDİLMEYECEKSİN!
Sen...
Seneler sonra yuvarlanarak geleceksin ayaklarımın dibine ve kendi ecelinle sunacaksın kendini bana !
                                                                   ESRA AKAR


HOŞ GELDİN

Acıktığında doyurabiliyorsan karnını...
Hoş geldin !
Üzerinde durduğun kendi ayaklarındır ve muhtaç değilsindir kimseye.
                                           ESRA AKAR

TEDİRGİNLİK

İçimde hep bir tedirginlik.
Onu bir gün gerçekten kaybetmekten çok korkuyorum.
Biliyorum ki ne kadar korktuğumuz şey varsa,aslında sadece korkarak bile korkularımızın gerçekleşmesine neden oluyoruz.
                                                                            ESRA AKAR

7 Nisan 2016 Perşembe

VAY HALİNE

Düştüğün zaman kalkmalı ve iki şeyi sorgulamalısın.
Kimin ittiği ve kimin tutmadığı.
İten de tutmayan da aynı kişi ise...
Vay haline!
                                       ESRA AKAR 

* * *

Ben ne aşklar yaşadım !
Seninki de aşk mı be sevgili ?
Ölüp ölüp dirilmiş bir kadına bayılmayı mı betimliyorsun ???
                                                       
 ESRA AKAR

5 Nisan 2016 Salı

VAZGEÇSEN ŞU SEVMELERDEN


Her şey değişiyor değil mi sanki şu sıra?
Her sabah yetiştiğin vapura artık yetişemiyorsun.
Evden çıkış saatinin aynı olmasına rağmen,ne hikmetse iskeleye vardığında kalkmış oluyor vapur.
Seni usanmadan dinleyen can dostların,sen anlatmaya başladığında kayboluyorlar ortalıktan artık.
Şarap eskisi gibi lezzetli gelmiyor mu?
Sevdiğin adam sık sık aramıyor artık.
Neden?
Ya da değişen insanlar mı sence?
Hayır!
Evde salına salına hazırlanmasan o vapura yetişebilirsin aslında her sabah.
Derdini anlatmak istemiyorsun can dostlarına işin gerçeği.
Kendinle yalnız kalmak isteyip,kısa kesiyorsun anlatacaklarını.
Şarap,aynı şarap aslında;ama sen sarhoş olmak istemediğin için küçük yudumlar alıyorsun ağzına.
Bu yüzden şarap tat vermiyor sana.
Sevdiğin adama gelince ...
İşte sorun tam da burada!
Sevdiğin için  mutlu değilsin.
''Değer'' verdiğin için.
Vazgeçsen şu sevmelerden!
Şarap bozuk olsa da,vapura yetişemesen de her sabah...
Hayat daha bir yaşanılası olacak;ama...
Ah işte !
Bir vazgeçebilsen şu sevmelerden !

                                                                            ESRA AKAR

AMAN HA !

İnsanın kendinden başka kimsecikler yoktur arkasında.
Hem kendi yanında hem de arkanda olmak zorundasın.
Hep kendini bir şeylerden kollamak,korumak zorundasın.
Yorulursun.
İki dakika soluklanayım dersin.
Aman ha !
Sakın !
O iki saniyelik anda yersin bıçağı arkasında durmayı bıraktığın sırtına .
                                                                                            ESRA AKAR

4 Nisan 2016 Pazartesi

Her sabah aynı saatte uyandırmaya gelir kendisi.Genelde camı gagalıyor bugün saklambaç oynayası gelmiş :)

OLMAZ

Olmaz arkadaş!
Sevginin nefreti olmaz.
Öyle çok seversin de karşılık alamazsın ki,nefret zannedersin içindeki o'nu.
Ahh gözünü sevdiğim o korku yok mu?
O kaybetme korkusu işte tüm bunlara sebep.
''Kovulmadım ki . Ben istifa ettim.''in aşk versiyonudur 'nefret ediyorum' demek.
Diyemezsin arkadaş!
''Sevdim;ama benim olmayacak'' diyemezsin.
İstifa ettiğini zanneder,avutursun kendini.
                                                                                 ESRA AKAR

SAKIN!

Kimseye bahsetme sakın bittiğinden.
Senden sebep her şeyden vazgeçişimi anlatma kimseye ki nefret etmesinler senden.
''Bunca fedakarlığa bu mu yapılırdı?'' demesinler de girme yerin dibine!
Yatalak  ettiğin kalbime de dokunmaya kalkma sakın bir daha benim gibisini bulamayıp.
Hiçbir yere de gidemezsin öyle kolay kolay.
Durup durup gelmek,paşa gönlün sıkılınca çekip gitmek yok öyle.
Çekerim tetiği yemin ederim acımam! 
Kaldır ellerini havaya.
Hemen bırak usulca aldığın kararları yere.
Bir kez daha kıpırdatırsan sapladığın hançeri...
Acımam!
Öldürürüm yemin ederim seve seve seni.

                                                                               ESRA AKAR

3 Nisan 2016 Pazar

NE VAKİT ...

Ne vakit gelsen aklıma,aklımı kaçıracak gibi oluyorum.
Korkuyorum!
Ne vakit ölmek istesem,kaçan aklım geliyor başıma da...
Bırakıyorum şakaklarıma dayadığım ''sen''li düşünceleri.
                                                                                       ESRA AKAR

2 Nisan 2016 Cumartesi

!!!

Karşındaki söylediğin şeyi yanlış anlar.
Doğrusunu ya da anlatmak istediğin şeyi söylersen,durumu kurtarırsın.
Karşındaki seninle alakalı bir şey duyar birinden.
Olayın aslını açıklığa kavuşturursan durumu halledersin.
Bu ve bunun gibi bir çok şeyi halledebilirsin;lakin karşındakini kırar,kırıldığını anlamaz ve her kırışının akabinde ''nasıl olsa unutur'' diye düşünüp yoluna devam edersen...
İşte o durumu asla halledemezsin.
İnsan unutur evet;ama kırgınlıklarını değil.
Kırgınlık dışında kalan ne varsa onları unutur.
Kırgınlığını unutmadıkça ve sen onu kırmaya devam ettikçe,üstüne bir de karşındakine verdiğin şey hak değil de karşılık olursa ...
Olmaz.
Kırmayın.
                                                                             ESRA AKAR

GARİP HAYAT

Hayat ne garip.
Her dakika görmeye alıştığın insanı bir bakmışsın ki günlerdir,belki de aylardır görmemişsin ve bunun farkında bile değilsin.
Unutulmayacak acı yok yani.
İnsanoğlu acımasız.
İnsanoğlu nankör.
İnsanoğlu...
Unutuyor!
                                                            ESRA AKAR

OLMUYORSA...

''Olmuyorsa zorlamayacaksın'' diyen çok doğru demiş.
Değişmiyorsa insan,değişmiyorsa düzen ve sen değiştiğin halde bile isteye,karşındaki buna kayıtsız kalabiliyorsa ...
Zorlamayacaksın !
                                                                                               ESRA AKAR

HAK ET !

Bir şeyi isterken,önce o şeyi hak edip hak etmediğini düşünmelisin.
Severken,mutlu ederken,gülerken düşünmüyor olabilirsin;lakin üzerken,hiçe sayarken,kırarken düşünmen şart.
Düşünmeden atılan her yanlış adım seni başka başka şeylere sürükler.
Önce düşün!
Haklı isen yap aklında ne varsa.
Ama lütfen almak istediklerini hak et.
Kimse aptal değil.
Çaban olsun.
Görsünler o çabayı.(tabi çaban varsa)
Bugün kırdığın,yarın ihtiyaç duyacağın kişiyse,yüzsüz olma.
Kıracak kadar güveniyorsan kendine,yalnız kalmayı da göze alacak kadar götün olsun!
Ya yalaka ol ya kendin.
Hak et.
Maddi manevi ne varsa istediğin,önce hak et.
DOĞRU BİLDİĞİNİN ARDINDAN KOŞUYORSAN ÖZÜR DİLEME.
Doğrundan şüphe etme.
''Haksız mıyım?''diye sorma karşındakine.
Sinirinin kaynağı karşındakinin haklı olması ise çek git!
Yoksa gerisi içten pazarlığa girer.
Gerisi kendin olmamaya girer.
Döner dolaşır hepsi sana girer.
                                                                                                                ESRA AKAR

1 Nisan 2016 Cuma

YAZIK

İnsanlar için sana baktıklarında ne gördükleri önemlidir ne olduğun değil.
İstemeden de olsa ses tonunun yükseldiği anlarda,sadece bağırıp çağıran,sustuğun anlarda ise trip atan kişilik olarak görür seni karşındaki.
Kırgın olduğun aklına dahi gelmez.
YAZIK
                                                                                                        ESRA AKAR

VARDIR BİR BİLDİKLERİ

İşine ne geliyorsa,hangisi geliyorsa onu yap.
Elini taşın altına sakın koyma.
Hep hazıra kon.
İşin düştüğünde ol olman gereken yerde.
Çaban olmasın .
Olmadığı gibi bir de yargıla sağına solunu.
Herkes öyle yapıyor çünkü.
Vardır bir bildikleri herhalde!
                                                                                       ESRA AKAR