18 Mart 2016 Cuma

NASIL ANLATILIR?

Allah'ım .
En güzel anında,en güzel parçanı,en güzel bedene üflemişsin sanki.Hepimiz senin ruhunun bir parçasını taşıyoruz evet;ama en güzelini,en özelini mi üfledin o'na?
Bir insanın her yeri,her sözü,her bakışı,her hareketi mi doyulmaz olur?Olurmuş.Olmuş işte.Bir gözleri var,bir bakışı var ki ne anlatabiliyorum ne de bakmaya doyabiliyorum.
Adımı mesela...
Kimse bu kadar güzel fısıldamamıştı bugüne dek.Kimsenin dudaklarına,ses tonuna bu kadar yakışmamıştı ismim.
Cennet nasıl bir yer , bilmiyorum.Hayal bile edemiyorum;ama cennet gibi kokar mı bir insanın nefesi?Kokarmış.
Saçlarının her telini ayrı ayrı seviyorum.Abartısız,gerçekten saçlarının her telini ayrı ayrı seviyorum.Sakallarını da aynı şekilde.Sakal ya da bıyık oldukları için değil,onun yüzünde çıktıkları için,her birini çok seviyorum.
Bir insanın ellerini tuttuğunuzda,o an,sırf elleri ellerinizde diye,gönül rahatlığıyla ölmek istediğiniz oldu mu?
Benim oldu.
Elleri ellerimde olduğu her an,''şu an ölebilirim''dedim.Yaşayacak çok güzel günler beni bekliyor olsa da,ölmek istedim o anlarda.Hatırladığım,yaşadığım son şey ellerini tutmuş olmak olsun diye,hep ölmek istedim ellerini tutarken.
Sanki bana sarılmıyordu da pamuklara sarıyordu beni.O kadar yumuşak,o kadar rahattı kollarının arası.
Başka kime bu kadar yakışabilir salına salına yürümek?
Kolundaki o saat,bu kadar güzel durabilir mi başkasının kolunda?
Başka kim sigara dumanını tek gözü kapalı üflerken bu kadar çekici olabilir?
Saçlarını yaparken aynanın karşısında,dizlerini hafifçe kırıp öyle bakmak aynaya,başka kime bu kadar yakışabilir?
Bir adam çoraplarını giyerken ne kadar sevilebilir en fazla?
Başka kim bu kadar özlenebilir bakkala gittiğinde?
Aşk mı tüm bunların toplamı yoksa ben mi abartıyorum aslında seni?
Hangi halini anlatsam sana da anlayabilsen beni?
Sinirlendiğinde ya da sadece canı istediğinde gözlerini kısarak,derin derin bakarak konuşmak,nasıl bu kadar yakışabilir bir insana?
Karşısındakinin aslında haklı olduğunun farkında olduğunda,bıyıklarına götürmek parmaklarını ve başını başka yöne çevirerek gülümsemek bu kadar sevimli durabilir mi ona kızgın olmakla birlikte?
Telefonla konuşurken bir sağa bir sola yürümesi,saatlerce izlemek istediğiniz bir görüntü olabilir mi?
Bir insanı beklerken geçen her saniye bu kadar ziyan,bu kadar israf sayılabilir mi?
Su içerken,dudaklarının kenarından akan o bir damlayı elinin tersiyle silmek nasıl bu denli yakışır bir adama?
Yemek yerken yada ... Her lokmadan sonra ağzına götürdüğü peçetenin,bıyıklarına değdiğinde çıkardığı o ses,nasıl olur da duyduğum en güzel ses olabilir?
Terlemek yakışır mı bir insana?Yakışıyor işte!
Aynanın karşısında sivilcesini sıkması bir adamın,ne kadar sevilebilir?
Tavla oynarken zarları sallayışı en fazla ne kadar arzu uyandırabilir bir adamın?
Bir insanın aynı anda serçe parmağı baş parmağından,işaret parmağı yüzük parmağından güzel olabilir mi?Oluyor işte!
Bir adam bir kadını horlarken dahi mutlu edebilir mi?
Hangi insan deli gibi tartışırken hem sinir bozucu hem de masum görünebilir?
Bir insanın dağınıklığı bile düzenli olabilir mi?Oluyor işte!
Bazı kelimeleri ısrarla yanlış söylemesine ve defalarca düzeltmenize rağmen,yine aynı kelimeleri aynı hatayla söylemesi,her seferinde bu kadar sevimli olabilir mi bir insanın?
''BENİM FARKINDA BİLE OLMADIĞIM VE SENİN EN İNCE AYRINTISINA KADAR EZBERLEDİĞİN TÜM BU ŞEYLER NASIL BU KADAR SEVİLEBİLİR?'' diye sorarsan ...
Seviliyor işte!


                                                                                                                                ESRA AKAR





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder